İş Bankası GM Bali: Hedeflerimizle paralel bir performans izliyoruz

25.08.2016 11:09
İş Bankası GM Bali: Hedeflerimizle paralel bir performans izliyoruz


Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, hilafsız Türkiye
ekonomisinin belkemiği, milli bankacılığın önderi konumundaki İş
Bankası’nın, bunun getirdiği sorumluluk bilinciyle, bulunduğumuz
dönemin zor koşullarında da faaliyetlerini sağlıklı büyüme ekseninde
sürdürmesinin ülke açısından elzem olduğunu vurgulayarak, “Başka bir
deyişle, mevcut ekonomik risklere her an yenilerinin eklenebildiği bir
dönemde, dünyada ve ülkemizde meydana gelen gelişmelere hızla uyum
sağlamamız, riskleri doğru tespit edip yönetmemiz sadece Bankamızın
menfaati için değil, ülke ekonomisinin istikrarı için de gereklidir”
dedi.
Bali, Bankanın 92. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı
açıklamada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan İş
Bankası’nın Türkiye’nin sanayi ve ticaret başta olmak üzere birçok
alanda gelişmesinde çeşitli roller üstlendiğini ve önemli katkılarda
bulunduğunu ifade etti.
Cumhuriyetten hemen sonra kurulan, kuruluş misyonu belli olan bir
kurum olarak bundan sonraki süreçte de aynı tarzda bir politika
izlemeye devam edeceklerinin altını çizen Bali, şöyle devam etti: “Bu
konuda çok açık ifade edeyim zor zamanlarda hep yaptığımız gibi, bu
ülkenin genel yararına hizmet eden yapıcı politikalarımızın genel
kabul gören bir politika, her oyuncu tarafından benimsenen izlenen bir
politika olduğunu görmeye de ihtiyacımız yok. Başkasına bakarak
hareket etmeyiz, kendimiz yaparız, kendimiz öyle yapmaya devam ederiz.
İzlenilir, izlenilmez, aynı tarzda hareket edilir edilmez, o önemli
değil. Biz bu ülkeye taahhüdümüzü biliyoruz. Bu kurum, siyasi
bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla perçinlenmediği sürece kalıcı
olamayacağı, payidar olamayacağı öngörüsüyle Gazi Mustafa Kemal
Atatürk tarafından kurulmuş bir kurum. O tarihte bir millet, siyasi
bağımsızlığını kazandıktan sonra ekonomik seferberliği işte böyle
kurumlar sayesinde 92 yıldır buraya kadar getirmiş ise bundan sonra da
önümüze çıkan her tabloda aynı refleksi, aynen kuruluşumuzdaki
misyonla yerine getiririz. İmkânlarımız da özgüvenimiz de moralimiz de
yeterince yüksektir.”

Bu kurum kuruluşundan bu yana tüm değişim süreçlerinin öncüsü
olmuştur

Adnan Bali, 92 yıllık süre içerisinde Türkiye’de siyasetin olağan
siyasal süreçlerle veya olağan dışı süreçlerle sayısız defa
değişikliğe uğradığını, sosyal yapıda dikkate değer değişikliklerin
yaşandığını, ekonomik yapının da planlı ekonomi, karma ekonomi ve
serbest piyasa ekonomisi gibi değişik konjonktürlerde çok farklı
uygulamalara sahne olduğunu hatırlatarak şunları dile getirdi:
“Siyaset, ekonomi, sosyal faktörler, kültürel faktörler, teknoloji her
şey değişime uğrayarak gelmiş. Bu kurum da kuruluşundan bu yana almış
olduğu misyonla bütün bu değişim süreçlerine adapte olmuş, uyum
sağlamış, öncüsü olmuş. Her dönemde fonksiyon görerek buraya kadar
gelmiş. İşte bu nedenle gözbebeği bir kurum. Geçmiş dönemde maalesef
kurumumuza ilişkin çok farklı gündemlerin, farklı algıların
oluşturulduğu deneyimlerimiz, tecrübelerimiz oldu. Fakat İş
Bankası’nın varlığı bu ülke için, bu ekonomi için son derece
önemlidir, kıymetlidir. İş Bankası, özel bankalar içerisinde en büyük
özkaynağa sahip, 185 bini aşkın hissedarı ve kolektif yönetim anlayışı
ile halka açık bir müessesedir. Ama öyle sadece sermaye piyasası
kurallarına göre bir kısım hisselerinizin borsalarda işlem görüyor
olmasıyla sınırlı bir halka açıklık değildir. Türkiye’nin Bankası’dır,
o anlamda Türkiye’nin en halka açık bankasıdır. Onun için de gücünü
aldığı yere gücünü verecek şekilde çalışır. Bu tür problemli
dönemlerdeki fonksiyonu da her zaman çok daha farklı olur, her zaman
çok daha fazla hissedilir. Bir anekdot anlatayım bir müşterimiz
ziyarete geldiğinde bankayı yere göğe sığdıramıyor. Ben sonunda dedim
ki ‘iyi çok güzel şeyler söylüyorsunuz da bizimle çalışmıyorsunuz,
limitleriniz boş’ . ‘Kullanır mıyım hiç. Onlar çeyiz gibi. O en
sıkıntılı dönemde açık olan kredi. Ben onu normal zamanda kullanır
mıyım? O bir yerde duruyor’ dedi. Bizi sigorta gibi görmeye başlamış.
Ticari bakımdan belki farklı değerlendirilebilir... Ama iş yapma
tarzımız, kamuoyu algımız açısından bunun çok kıymetli olduğunu
düşünüyorum. Aynı şekilde de devam edeceğiz.”

Hedeflerimizle paralel bir performans izliyoruz

Haziran sonu itibarıyla ülkenin en büyük özel bankası olarak,
1.354’ü yurtiçi 23’ü yurtdışı olmak üzere 1.377 şube, 24.901 çalışan,
6.552 Bankamatik’ten oluşan yaygın ATM ağı, mobil bankacılık, internet
bankacılığı, telefon bankacılığı ve çağrı merkezi dijital bankacılık
kanalları ile müşterilere çok geniş bir yelpazede finansal hizmet
sunduklarını aktaran Bali, Haziran 2016 itibarıyla konsolide bazda
199,7 milyar TL’si nakdi, 52,8 milyar TL’si gayrinakdi olmak üzere
toplam 252,5 milyar TL’lik kredi hacminin Bankanın ülke ekonomisindeki
kritik rolünün en çarpıcı göstergesi olduğunun altını çizdi. Bali,
önümüzdeki dönemde de faaliyetlerini sağlıklı büyüme ve sürdürülebilir
kârlılık ekseninde yürütürken, yenilikçi finansal ürün ve hizmetlerle
hem yurtiçinde hem de yurtdışında öncü olmaya devam edeceklerini
belirtti.
Bankanın 2016 yılı hedefleriyle paralel bir performans
sergilediğini vurgulayan Bali, “Herhangi bir revizyon ihtiyacı
duymadık. Menfur darbe girişimi nedeniyle de duymadık, ondan öncesinde
de duymadık. Dolayısıyla yılsonuna kadar, izleyeceğimiz politikalarla
yılın başında hazırlamış olduğumuz iş programının hedeflerine uygun
bir performans yakalayacağımızı şu anda öngörüyoruz. Gerek kurumsal
ticari bankacılıkta gerekse bireysel bankacılıkta…” dedi.
2016 sonrası hedeflerinde de bir revizyonun söz konusu olmadığının
altını çizen Bali, şunları kaydetti: “İş Bankası, çok yaygın perakende
işlerden, çok butik işlere kadar her alanda faaliyet gösteren ve
finansal ürün ve hizmet gamı, ağı son derece geniş olan bir kuruluş
olduğu için ekonominin kendi içindeki öncelikleri ne ise onlara uyumlu
hareket eder. Ama bu dönem için biraz daha geniş bir perspektifle
söyleyecek olursak, Türkiye’deki enerji ve altyapı finansmanlarında
çok aktif rol aldık, almaya da devam edeceğiz. Aynı şekilde yaygın
perakende işler, ticaretten tutunuz, turizme kadar bütün servis
sektörlerinde, hizmet sektörlerindeki faaliyetlerimizle de öne çıktık.
Özelleştirmeler anlamında hayata geçirilen işlerde, gerek enerji
sektöründe olsun gerek sağlık sektöründe olsun aktif rol aldık. Yani
hane halkının genel amaçlı ihtiyaç duyduğu kredilerden, kredi
kartlarından, büyük firmalarımızın, kurumsal ölçekteki firmalarımızın
ve kamunun, özelin yüksek ölçekli yatırımlarına kadarki yelpazenin
tamamında
İş Bankası vardır ve var olmaya devam edecek.”

Sadece tanklara karşı can pahasına refleks gösterilmiş değil,
halkımız güçlü bir ekonomik refleks de gösterdi
İş Bankası Genel Müdürü Bali, 15 Temmuz’un bankacılık sistemine
olan etkisine dair de şu yorumu yaptı: “Darbe girişimine karşı finans
sektörü olarak yine çok sağlam durduk. Mali bünyelerimizin sağlamlığı,
yönetme tecrübemizin varlığı, kalitesi, bu süreci de iyi yönetmemiz
sonucunu yarattı. Ama şunun hakkını vermemiz lazım finansal
piyasalarda bir yönetme güçlüğü yaratacak yönde müşteri davranışı
değişikliği de görmedik. Bu ülkenin darbe girişimine gösterdiği o
sıcak refleks olağanüstü bir kıymet ifade eder. Her bir vatandaşının
farkında olması gereken vicdani bir borçtur, o gün halkımızın hayatı
pahasına, canı pahasına göstermiş olduğu o sıcak refleks… Ama bunun
kadar yine önemli, Türkiye ekonomisinde bizim gibi finansal
kuruluşların yönetimini güçleştirecek yönde bir müşteri davranışı
değişikliği görmedik. Bu da çok önemli bir reflekstir, çok önemli bir
olgunluktur. Yani bir mevduat çıkışı yok, olağandışı bir kredi talebi
yok. Fiyatlama politikalarımızı değiştirmeye, yani faizlerimizi
yükseltmeye neden olabilecek bir gelişme yok. Bu ülkenin Merkez
Bankası, o hafta sonu duruma hemen hâkim olup, kontrol altında tutup,
anında bankalara nakit sağlama dâhil olmak üzere gerekli tedbirleri
aldı. Bunların hepsinin çok kıymetli, çok kaliteli yönetim örnekleri
olduğunu düşünüyorum. Yani bu, ülkenin bir musibet karşısında bile
aslında hangi kalitede olduğunu, yönetme kalitesi açısından da nerede
olduğunu gösteriyor. Halkıyla, yöneten kurumlarıyla bence son derece
önemli bir tablo görüldü. Biz o sabah hemen bütün arkadaşlarımız bir
araya gelerek sabahın erken saatlerinden itibaren duruma baktık,
inceledik. Ama mutlulukla söyleyebilirim, geriye dönüp bakarak yine,
15 Temmuz öncesinde İş Bankası nasıl yönetiliyor idiyse yönetim
pratiği, usulleri, kuralları, süreçleri açısından, onların
hiçbirisinde değişiklik yapmayı gerektirmeyen bir tarzda yönettik
ondan sonraki dönemi… Bu, bizim dışımızdaki tarafların, yani müşteri
tarafının da hadiseleri böyle gördüğü ve buna göre tepki oluşturduğunu
gösterir. Örneğin 11 milyar doların üzerinde döviz satışının gelmesi
ne demektir? Sadece tanklara karşı, can pahasına bir refleks
gösterilmiş değil, güçlü bir ekonomik refleks de gösterildi. Bunların
hepsini ben son derece kıymetli buluyorum.”
Bu dönem cari dönem performanslarımızı geçmiş paradigmayla en
yüksek seviyede tutma dönemi değil
Sadece pozitif düşünmenin yetmediğini, pozitif davranmak da
gerektiğini vurgulayan Bali, şöyle devam etti: “Bu bilançoların
yarattığı imkânlar bir şeye lazım olacaksa bugünlere lazım, bugünler
için lazım. Sadece kendinizi koruma refleksi geliştirmek için değil,
içinde bulunduğumuz bütün bir ülkenin doğrusu için, o ekosistemin
korunması için kullanılması lazım. Maharetimizi de bu yönde
kullanacağız. Yapıcı, zorda olanı, zor olanı kolaylaştıracak tarzda
kullanacağız. Piyasa dostu uygulamalardan kast ettiğim tablo budur
benim. Yapılandırma gereği varsa yapılandırma… Çünkü mücbir nedenlerle
ortaya çıkan tabloların farklı bünyelerde ortaya çıkardığı durumları
yönetebilmek için iyi bir refleks göstermemiz lazım. Burada vakaları
iyi ayırt edebilme yeteneğimiz önemli. Yani bu gerekçemizin içine
doğru olmayan örnekler girmemelidir. Bu da yine yönetme kalitesidir.
Onun için finans sistemine ‘sıra bizde’ derken, kast ettiğim bu idi.
Bu dönem, cari dönem performanslarımızı geçmiş paradigmayla en yüksek
seviyede tutma iddiasının sürdürüleceği bir dönem değil. Bu dönem
sadece kendi doğrumuzun değil, bütün muhataplarımızın doğrusunu,
beraber iş yaptığımız tarafların doğrusunu, kamunun doğrusunu arayacak
tarzda bir çalışma şeklini gerektiriyor. Bunun için sadece kendimizi
koruyan kısa vadeli teknik mahiyette birtakım kararlar yerine, daha
orta-uzun dönemli bir değeri muhafaza etmeye ve o değeri daha da
koruyarak büyütmeye dönük kararlar almalıyız. Bunun fiyatlamada
karşılığı olur, bunun kredi politikalarında karşılığı olur, bunun
kredi yapılandırmalarında karşılığı olur. Dolayısıyla biz şu anda
bankacılık sistemi olarak sistemin kısa süre içinde normalleşmesi,
bundan sonra da sahip olduğumuz değerlerin muhafazası ve korunarak
daha da iyi noktalara getirilmesi için çalışacağız. Başka çaresi yok.”
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, şu andaki fonlama faizleri,
enflasyon trendi, kurun bu seviyelerini muhafaza etmesi veya aşağıya
doğru gitmesi ve kamu ekonomisindeki bu süreçleri yönetmeye yönelik
mali bünye sağlamlığından gelen alan bir arada düşünüldüğünde faiz
oranlarında bir miktar daha aşağıya doğru eğilimin mümkün olduğunu
ifade etti.
Bali, Merkez Bankası’nın başından beri ortaya koyduğu piyasalara
da çok ciddi güven veren yaklaşımının yılın kalan bölümünde de devam
edeceğini düşündüğünü belirtti. Adnan Bali, Merkez Bankası’nın Mart
ayından bu yana özellikle faiz koridorunun üst bandında
gerçekleştirdiği indirimlere darbe girişiminin ardından da devam
ettiğini, mevcut koşulların ekonomide kalıcı sorunlara yol açmayacağı
öngörüsünde bulunduğunu, kendilerinin de aynı öngörüyü paylaştıklarını
ve bunun için çalışacaklarını kaydetti. Temmuz ayı enflasyonundaki
yükselişe işaret eden Bali, Fed’in faiz artırımının ötelenme
beklentilerinin güçlendiğini, bu çerçevede bakıldığında faiz
indirimlerinin kontrollü bir şekilde süreceğini, bunun sürpriz
olmayacağını düşündüğünü vurguladı. Bu düşüşlerin kredi faizlerine
yansımasının ise maliyetlerin aşağı çekilebilmesi ölçüsünde
gerçekleşebileceğini belirten Bali, bunun için sektörün pozitif bakış
açısına sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
Yaratılan ciddi değerler acul politikalarla çarçur edilemez,
finans sistemi yapıcı davranmalı
Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık oranlarını düşürmesi ile
ilgili olarak da Bali, uzun bir süredir aracılık maliyetlerinin finans
sektöründe başkaca problemlere yol açabilecek kadar yüksek olduğunu
ifade ettiklerini hatırlattı. Merkez Bankası’nın da bunu esas olarak
reddeden bir yaklaşıma sahip olmadığını, ancak aksiyonun bu süreç
içinde geldiğini belirten Bali, şu görüşleri aktardı: “Gerçekten de şu
anda sistemin rahatlatılması açısından, hem kârlılık hem likidite hem
krediye dönüşüm açısından bakıldığında isabetli bir karar, yerinde bir
karar. Basel dâhil olmak üzere uluslararası kriterlerin getirdiği
uygulamalar, çok başarılı bir şekilde aslında şu ana kadar değişik
otoritelerin almış olduğu kararlarla sektörün fonksiyonunu görebilmesi
bakımından iyi idare edildi. Bundan kastım şu yani Basel ile ilgili
oluşan uygulamaların getirebileceği bazı kısıtlayıcı tablolar makro
ihtiyati tedbirlerdeki rahatlamalarla dengelendi. Bunun çok isabetli,
iyi bir politika olduğunu düşünüyorum. Biz bu anlamda sadece ödev
yapan bir öğrenci gibi uluslararası uygulamalardaki bazı düzenlemeleri
bire bir buraya yansıtmak durumunda değiliz. Ülkemizin yaşadığı
önceliklerle uyumlu bir tarzda bunları yönetmek durumundayız. Ya da
bunlara uyarken, bunları dengeleyecek olan başka tedbirleri de bir
arada almalıyız. Bunu da sadece finans için değil, örneğin bu son
dönemde ciddi zorluklar ve olumsuz etkiler almakta olan sektörlerin
hepsi için yapmalıyız. Turizm başta olmak üzere… “
Adnan Bali, Türkiye’de ciddi değerler yaratıldığını ve bunların
birkaç nesilde oluşturulduğunu dile getirerek, “Bunların kısa süreli
acul kararlarla çarçur edilmesi düşünülemez. Onun için de oralarda da
yapıcı tedbirler alınmalıdır. Yani birtakım olumsuz etkilerin
birbirine sirayet edecek şekilde bütün ekonomiyi etkilemesini
engellemek için bunlar önemli. Ama bir daha altını çiziyorum burada
finans sisteminin yapıcı politikalarının önemi büyük” dedi.
Bankaların sermaye yeterlilik oranlarındaki düşüşe ilişkin de
Bali, söz konusu düşüşteki birincil etkenin risk ağırlıklı
varlıklardaki artış olduğuna dikkati çekti. Bali, “Yani kredilerimiz
arttı. Biz faaliyetimizi genişlettiğimiz, büyüttüğümüz, üçüncü
taraflara yeni imkânlar sağlamak suretiyle değer yaratma zincirindeki
fonksiyonumuzu etkin bir şekilde gördüğümüz için bu oran düştü, ki
sorunlu krediler bakımından da hala bu kadar badireye rağmen çok
dramatik seviyelere gelinmediğine göre, demek ki bunu da sağlıklı bir
şekilde yapmışız sektör olarak” yorumunu yaptı.
Bu düşüşte ikincil etkenin de son dönemde kârlılıkların aşırı
düşmesi olduğunun altını çizen Adnan Bali, şöyle devam etti:
“Kârlılıkların aşırı düşmesinde de herkese ders var. Bankacılık
sistemi de rekabetin rasyonelliğini bozabilecek, bana göre irrasyonel
diyebileceğimiz agresif rekabet koşullarına girebildi. Sektörün
kendine keseceği fatura da var burada… Diğer taraftan da makroekonomik
olarak bankacılık sektörüne yönelik tedbirler ve makro ihtiyati
tedbirler sırasında bankacılık sisteminin kârlılığını yeterince
gözetmeyen uygulamalar da oldu. Bunların hiçbiri düzeltilemez, yeniden
dengelenemez şeyler değil. Yeter ki istişare içerisinde, hedeflerimizi
bilerek, hepimiz aynı amaçlara hizmet edecek tarzda hareket etmek
suretiyle bunları çözmeye çalışalım. “

Sermaye lazımsa zaten bu işler için lazım

Sermaye yeterlilik rasyolarının bütün bunlara rağmen şu anda büyük
oyuncularda yüzde 14-16 bandındaki seviyelerini koruduğunu vurgulayan
Bali, “Şimdi çarklarımızı döndürerek bu oranlarımızı yine muhafaza
ederek, işimizi de bir yandan görmeye devam ederek, muhataplarımıza da
kaynak, imkân yaratmaya devam ederek, probleme düşenlerimizi tamir
edecek derecede olgun ve yapıcı politikaları hayata geçirerek
gideceğiz. Sermaye lazımsa zaten bu işler için lazım. Böyle olması
için lazım yani… Sermaye bir yere istiflenip de sadece kendinizi
korumak için refleks geliştirme işi değil. Tam da başkalarının doğrusu
için, başkalarına yönelik olarak hareket etmek için lazım. Bakın
şurası çok önemli büyük kuruluşlar kriz beklentisiyle, krize hazırlık
yapıyorum diye sadece kendilerini koruyucu bazı tedbirler almaya
kalkarlarsa aslında krize hazırlık yapmış olmazlar, bizzat krizi
hazırlamış olurlar. Onun için bizim gibi kuruluşların ekonominin
tamamını etkileyebilecek aksiyonlar bakımından bir krize hazırlık
yapmaktan anlayacağı şey, varsa gelecekse öyle bir şey, onu
püskürtecek, onunla ilgili etkileri yaşatmayacak tarzda imkânlarını
sonuna kadar kullanmasıdır. Sermaye bunun için lazımdır. Sermaye
tamponları bunun için lazımdır.” dedi.

Türkiye çok olağan dışı bir şey yaşadı

Önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini değerlendirirken 2016’nın
üçüncü çeyreğinin 15 Temmuz etkisinde geçtiğini ifade eden Bali,
“Dördüncü çeyreğin önemli olduğunu düşünüyorum. Yani ‘ne kadar
normalleşeceğiz?’ sualinin cevabıdır bu… Burada hızlı bir şekilde
normalleşme sürecine geçebilirsek ertelenmiş taleplerle birlikte
2017’ye geçiş çok daha pozitif bir noktada olabilir” diye konuştu.
Adnan Bali sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada kritik başka bir şey
söylemek istiyorum esasen bu ekonomik etkileri nedeniyle de özellikle
değinmek istediğim bir şey… Türkiye çok olağan dışı bir şey yaşadı. Bu
olağan dışı hadisenin lokal, münferit, küçük bir grubun belki de basit
bir cinnet hali gibi görülmesi mümkün değil. Dolayısıyla, bu etapta
savuşturulmuş olsa bile, bu hadiseyi buraya kadar getiren dinamiklerin
bundan sonra da farklı dalgaları olabilir. Bu şu demek önümüzdeki
dönemde form değiştirerek de olsa, teknolojide bunun karşılığı
olabilir, enerjide bunun karşılığı olabilir, finansta bunun karşılığı
olabilir.” İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bundan sonra da
inişli çıkışlı süreçler, sıkıntılı dönemler yaşanabileceğine dikkati
çekerek, şöyle devam etti: “Onun için bu ülke, bu bakımdan özellikle
belli sorumlu pozisyonlarda, kurumlarda, kuruluşlarda olan insanlar
oluşabilecek yeni bütün risklere karşı gayet tedbirli olmalıdır,
teyakkuz halinde olmalıdır, tetikte olmalıdır. Yakın dönem içerisinde
ve rutin çalışma esaslarımızla değil, güvenlik sistemlerimizi gözden
geçiren, bilgi güvenliği konusunda son derece hassas olmamızı
gerektiren bir yaklaşımla… İstihdam politikalarımızdan tutunuz iş
yapış süreçlerimizde şimdiye kadar varsaymadığımız bir riskin ortaya
çıktığını gördükten sonra, bunun gerektirdiği düzenlemeleri yapmamız
lazım. 2017’nin bana göre en önemli gündemlerini, belki bir miktar
rahatlama sağlayabilecek dönemden sonra gelebilecek yeni atak ya da
risklerin doğma ihtimali oluşturuyor. Böyle olmayacaksa bile, biz
böyle düşünmeliyiz. Bu bakımdan hazırlıklı olmamız çok önemli. Peki,
ne yapılabilir? Ekonomik bakımdan, kamu maliyesi bakımından,
firmalarımız bakımından, finans sektörü bakımından sağlam mali bünyeyi
korumaya devam edeceğiz. Risk yönetimi açısından sürekli olarak
hazırlıklı olacağız. Aşırı kaldıraç kullanmak suretiyle, bu dönemde
bazı gelişmelerin aşırı olumluya döndüğü zannıyla gereğinin üzerinde
riskler, gerçekçi olmayan pozisyonlar almayacağız. Biz olumsuz bir
senaryonun değişik gerekçelerle oluşabileceğine hep birlikte
hazırlıklı olmalıyız. Bunun karşılığı sermaye yeterliliğinde olacak,
kredi politikalarında olacak, fonlama tarafında da sürdürülebilir
fonlama kaynaklarına erişim açısından da olacak. Gerek likiditeyi,
gerek aktif kalitesini, gerek sermaye yeterliliğini oluşabilecek
beklenmeyen gündemlere hazırlıklı bir tarzda yönetmemiz gerekiyor.
Bankacılık sektörü, aynı anlayışla da reel sektör ve kamu, hepimiz
olumsuz senaryolara güçlü cevap verebilecek hazırlıkta olmalıyız.
Önümüzdeki dönemi bu tarz oluşabilecek şeylerden koruduğumuz oranda
makroekonomik olarak daha iyi tablolara gidebiliriz. Bunun yanında
elden hiç bırakılmaması gereken de reformcu anlayışla ekonominin
sıkıştığı yerleri tekrar başka bir paradigmaya çekebilecek açılımlar…
Bu reform alanlarının tamamına yeniden konsantre olmamız gerekiyor
bütün kurumlarla…”



Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey






'
12:079.789
Değişim :  0,69% |  67,13
Açılış :  9.754  
Önceki Kapanış :  9.722  
En Düşük
9.735
En Yüksek
9.797
imkb grafik
BIST En Aktif Hisseler12:07
MAGEN 23,10 148.864.427 % 10,00  
YGYO 7,50 5.196.510 % 9,97  
NATEN 60,70 162.043.902 % 9,96  
ULAS 34,66 18.284.947 % 9,96  
EDIP 26,12 18.670.733 % 9,93  
12:07 Alış Satış %  
Dolar 32,4753 32,4788 % -0,19  
Euro 34,8954 34,9285 % 0,29  
Sterlin 40,5242 40,7273 % 0,57  
Frank 35,4650 35,6427 % 0,39  
Riyal 8,6301 8,6733 % 0,12  
12:07 Alış Satış %  
Gümüş ONS 27,37 27,40 % 0,66  
Platin 909,21 911,03 % 0,66  
Paladyum 1.003,67 1.007,61 % 0,66  
Brent Pet. 88,12 88,12 % 0,66  
Altın Ons 2.325,40 2.325,75 % 0,66