Devaluasyona çeyrek kala faiz indirimi çılgınlığı

14.07.2014 14:17

Yabancı yatırımcılarla konuşuyorum, RTE’in cumhurbaşkanı seçilmesi hiç umurlarında değil, onlar açısından kabinede ve  bürokraside de 2’şer kilit isim var. Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ve TCMB Başkanı Erdem Başçı görevde kaldıkça, hükümetten gelen Zihni Sinir açıklama ve icraatları pek de kafaya takmayacaklar. Türkiye sık sık yanlış yapar, ama işler zora gidince andığım dörtlü doğru yolu bulur anlayışı hakim fon yöneticileri arasında.
Ama Ali Babacan ve Erdem Başçı’nın da mani olamadığı çılgınlıklar yapıyor AKP iktidarı ve kış aylarında bizi ödemeler dengesi krizine götürecek yolun zemin taşları adım adım döşeniyor. Perşembe TCMB PPK’da    alınması beklenen 50 baz puan repo faiz kesintisi kararı  da çılgınlıkların en başta geleni.
Bugünün konusu değil ama, SG ve Vergi Af’fı,  mega-proje müteahhitlerine gizli-saklı kredi garantisi verilmesi ve bütçe açığının hızla artması da ödemeler dengesi krizine giden yolda döşenen diğer zemin taşları.  Kısa bir parantez açıp size bütçe dengesinin nasıl bozulduğunu göstereyim hemen. 
Yukardaki tabloda sağda 2014 yılı için faiz dışı denge ve bütçe dengesi satırlarına bakın. Eğer özelleştirme ve fon geliri olmasa, faiz dışı fazla sıfırlanmış. Bütçe açığı ise 17 milyar TL, veya GSYIH’nın %2’si olacaktı. Cari açığı GSYIH’nın %6’nı aşan  bir ekonomide bütçe açığı da üretmek Rus ruleti oynamaktır.  Bir süre hiç bir şey olmaz, ardından yatırımcılar ürker, devlet tahvillerini satar ve TL   çok hızla değer yitirir.
Böylesine hassas bir dengede giden ekonomide   faiz indirimi yapmak  zaten fuzulidir ama Cuma günü açıklanan TCMB’nin kendi Beklenti Anketi’nin saptamaları sonrasında açıkça  intihardır.
Yukardaki tabloya bakın, Anket’e katılanların hem yıl sonu hem de 12 ve 24 aylık vadelerde enflasyonun yükseleceğini tahmin ettiğini görürsünüz. Üstelik 24 ay sonrasında dahi enflasyon TCMB’nin hedefi olan %5’in 167 baz puan yani %35 üstünde gerçekleşecek.
Perşembe günü piyasa konsensusuna göre gerçekleşecek 50 baz puan faiz indirimi sonucu referans faiz yıl sonu enflasyonuna denk gelecek, yani reel faiz sıfıra düşecek. Reel faizin sıfıra düştüğü bir ekonomide enflasyon bastırılamaz  ki? Aksine, fiyat ve ücretlerini kendi belirleme lüksüne sahip olan herkes yani profesyönel  hizmet üreticileri, restoranlar, eğitim ve  özel hastaneler vs,  artık %8 enflasyonu ezberledi. Fiyatlarında yıllık  %8, hatta kar marjını artırmak için daha da yüksek zamlar yapıyor ve yapmaya devam edecek.
Enflasyon bu toplumda yüksek tansiyon gibi bir vaka, beyin kanaması geçirinceye kadar kimse takmıyor, devam ediyor kuzu kebabını yemeye. Halbuki enflasyon gerçekten de hem toplum hem de ekonominin dokusunu sürekli olarak ufak ufak tahrip ediyor. En basiti, reel faiz sıfır olunca, vatandaşın mevduat yoluyla tasarruf yapmaya iştahı kalmıyor. Gidiyor altın, döviz veya arsa satın alıyor. Cari açık bir kez daha büyüyor. Dar ve sabit gelirli sürekli olarak fakirleşiyor.  Enflasyondaki oynaklık ve TCMB’nin sık sık değişen para politikası kredi faizlerinde akıl almaz bir oynaklığa neden oluyor.
Yukardaki grafik İngilizce ama çeşitli tür kredi faizlerinin zaman içinde seyrini çiziyor. Siz bir işinsanı olsanız hangi kredi faizine bakarak uzun vadeli yatırım yapacaksınız?
Daha sayfalarca yazarım da, okuyan olmayınca rüzgara karşı trombon çalmak gibi oluyor. Anlayın işte, enflasyon sizi hemen öldürmüyor, ama hayat kalitenizden ve yaşam sürenizden gizli gizli tırtıklıyor.
TCMB’nin Perşembe günü yapacağı faiz indirimi yalnız bu nedenle büyük bir hata olmuyor. Artık uzmanların birleştiği bir görüş var. TCMB’nin para politikası ile enflasyon dinamikleri arasında bağlantı koptu: TCMB, Ankara ve işdünyasının bitmeyen israrı yüzünden TL  kuru istikrarlı kaldığı sürece faizleri kesecek.
Şimdi  amuda kalkın ve bu cümleyi tersinden okuyun: Devaluasyon başlamadan faiz indirimleri dur-ma-ya-cak! Peki bir kez devaluasyon başlarsa ne olacak? TL   dolara karşı bir kaç kuruş değer yitirip, sonra dengelenir mi diyeceğiz? Yoksa, 2013 yazı, ve 2014 kışında şahit olduğumuz  gibi, TL bir kez değer kaybetmeye başlayınca %10-15 gerilemeden dengeye oturamayacak mı?   Fed’in Ekim’de QE varlık alımlarını bitirip “çıkış stratejisini” açıklayacağını göz önüne alınca, Türkiye gibi Gelişmekte Olan Piyasalar’da  sarsıntı ciddi olasılık. Ayrıca Ekim ayında muhtemelen içki, sigara, elektrik ve doğal gaza da zam gelecek. İki yönden dayak yiyen TL düşüşe geçince, enflasyon %10’a vuracak. O zaman TCMB ne yapacak?  Yine Ocak sonunda yaptığı gibi  geceyarısı toplanıp 500 baz puan şok faiz artırımı mı?
Ali Babacan, Mehmet Şimşek, İbrahim Çanakçı, Erdem Başçı, itibarları ile böyle oynanmasına daha ne kadar sessiz kalacaklar?  Ya yatırımcılara dil dökmekten bıkıp istifa ederlerse?
Biz böyle ifratla tefrit arasında yaşamaya mahkum muyuz?  Birileri para kazansın diye ekonominin en temel parametreleri olan faiz ve enflasyonla şuursuzca oynanmasına daha ne kadar göz yumacağız?

Twitter: @AtillaYesilada1

Yazarın diğer makaleleri için ziyaret edin:  www.paraanaliz.com